Tüm vakte, bütün kainata ve bütün insanlığa gönderilen Kur’an-ı Kerim’de İlah (c.c), her müddetiyle ve her ayetiyle insanlara Fer fiyat ve yol gösterir.
Bir Mü’minin aklına takılan bütün soruların karşılığı, Kur’an-ı Kerim’de vardır. Mü’mine düşen misyon Kur’an-ı anlayarak okumak ve onu rehber edinmektir.
Tekvir Müddeti Türkçe anlamı
Mekke periyodunda nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini birinci âyetten almıştır. Tekvîr, “dürülme ve dürme” manasına gelir.
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
1. (Kıyamet vakti Sûr’a üfürüldüğü, çekimlerin yok olduğu) güneş dürül(üp ışığı söndürül)düğünde,
2. Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde, [krş. 54/1]
3. Dağlar, yürütül(üp yok ol)duğunda,
4. (Titizlikle bakımı gereken) on aylık gebe develer (bile, dehşetten başıboş) salıverildiğinde,
5. Yırtıcı hayvanlar (her tarafta ürkerek) toplandığında,
6. Denizler kaynatıl(ıp ateş kesil)diğinde,
7. Nefisler eşleştiğinde (ruhlar vücutla birleştiği yahut bireyler kendi kümesiyle tasnif edildiğinde,)
8-9. Canlı canlı toprağa gömülen kız, “hangi günahından Dolayı öldürüldü?” diye sorulduğunda,[1]
10. (Amellere ait) defterler açılıp yayıldığında, [krş. 17/13 ve dipnotu]
11. Gök (yerinden) sıyrıl(ıp dürül)düğünde, [krş. 21/104]
12. Cehennem daha da alevlendirildiğinde,
13. Cennet (mü’minlere) yaklaştırıldığında,
14. (Her) şahıs (artık hayır ve şerden) ne hazırladığını bilecektir. [krş. 3/30; 75/13]
15. (Hayır! Yine) Ant ederim, (gündüzleri) o sinip gizlenen,
16. (Ve yörüngelerinde) akıp yuvalarına[2] giden (yıldız)lara.
17. (Kararmaya)[3] yöneldiği Vakit geceye,
18. soluk nefes ağarmaya başladığı Vakit sabaha ki,
19-20. Kesinlikle O (Kur’an), arşın sahibi (Allah katında) yüksek mevkiye sahip, Fazla gururlu, kuvvetli bir elçinin (Cebrail’in, Allah’tan) getirdiği kelamıdır. [bk. 10/37-38; 53/5-10; 72/23]
21. Orada, (mele-i a’lâda meleklerce kendisine) itaat olun(maya lâyık ol)andır; tam güvenilendir.
22. Arkadaşınız (Muhammed, kâfirlerin dediği gibi) mecnun değildir.
23. Andolsun ki o, onu (Cebrail’i) apaçık ufukta gördü. [krş. 53/13-16]
24. O, gayb konusunda (görünmeyenleri haber Eda hususunda) Pinti (ve saklayıcı) değildir.[4]
25. O (Kur’an) taşlanmış (kovulmuş) şeytanın kelamı de değildir. [bk. 26/ 210-212]
26. O halde (Kur’an’ı bırakıp) nereye gidiyorsunuz?
27-28. O (Kur’an), Tüm âlemlere (insan ve cinlere, Özellikle de) içinizden gerçek devinim etmek isteyen kimselere, bir Öğüt ve ihtardır.
29. (Fakat) âlemlerin Rabbi olan İlah dilemedikçe, siz (bir şey) dileyemezsiniz. [bk. 74/56; 76/30]
(İnsan her istediğini yapamaz ve elde edemez. Bunun için Allahu Teâlâ’nın dilemesini ve dileğimizi kabul etmesini O’ndan yöntemine Müsait bir halde istememiz lazımdır.)
[1] Canlanmış ceninlerin kürtaj edilmesi de bu âyetin kararı kapsamındadır.
[2] Doğuş noktalarında.
[3] Veya, ”Ağarmaya.” Üstteki mâna tercih edilmiştir (Sâbûnî (Safve), III, 525).
[4] Yahut, “O, gaybı zanna dayanarak söyler.” diye suçlanamaz. Bu mâna kimi kıraatlerin “danîn”i, “zanîn” okuyuşuna nazarandır (Beydâvî).
Yorum Yok