Hutbe, cuma namazının sahih ve kabul olmasının kurallarından biridir. Cuma hutbesi cuma namazının farzıdır. Cuma hutbesinin kıymeti bilen Müslümanlar bu haftaki cuma hutbesinin konusunu merak edip araştırıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki Cuma Hutbesinin konusunu, 6 Şubat’ta 10 vilayette birdenbire meydana gelen ve asrın felaketi olarak nitelendirilen zelzeleye binaen, bütün insanların birliğine dikkat çekerek; ‘Müslümanlar birbirinin umududur’ olarak belirledi. İşte metnin tamamı…
MÜSLÜMANLAR BİRBİRİNİN UMUDUDUR
Muhterem Müslümanlar!
Bizler için farklı bir değeri olan üç ayları idrak ediyoruz. Önümüzdeki Pazartesi gününü Salı’ya bağlayan gece, kaç hikmet ve rahmetle dolu Berat gecesine erişeceğiz inşallah. Ruhumuzu inciten her türlü kusurdan, yaratılış gayemize ve Rabbimizin isteğine yakışmayan her türlü berbatlıktan berat etmek için Aka bir fırsat olan Berat gecemiz kutsal olsun. Ulu Rabbimiz her hikmetli işin kendisi tarafından taksim edildiği bu kutsal geceyi, zelzele sebebiyle mahzun olan gönüllerimize, acıyla kavrulan yüreklerimize bir teselli ve inşirah, geleceğimize yönelik bir ümit vesilesi kılsın.
Aziz Müminler!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de Ulu Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: وَلَا تَايْـَٔسُوا مِنْ رَوْحِ اللّٰهِۜ “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.”[1] Evet, Allah’a inanan ve O’na sığınan bir müminin gönlünde ümitsizliğe yer yoktur. Çünkü umuttur insanı yaşatan. Düzgün ve hoş olanı ummaktır hayata bağlayan. Umut, asla gerçeklerden kaçış değildir. aksine umut, tam bir teslimiyetle Allah’a dayanmak, sıkı sıkıya bir formda azme sarılmak, hikmete râm olmaktır. Geçmişin acılarını unutmadan kararlılıkla ayağa kalkmak, istikbali bugüne çağırmaktır. Sıkıntılarımız ne kadar büyük, dertlerimiz ne kadar Çok olursa olsun kâinatın yegâne yaratıcısı olan Rabbimizin rahmet ve mağfiretine sığınmaktır umut. Varlık âleminde hiçbir şeyi başıboş bırakmayan hikmet ve kudret sahibi Şanlı Mevla’mızın inayet ve keremiyle soluk almak, huzur ve itimat bulmaktır umut.
Aziz Kardeşlerim!
Aynı Allah’a, tıpkı peygambere, tıpkı kitaba inanan, tıpkı kıbleye yönelen Müslümanlar, birbirinin umududur. Her bir Müslüman, kardeşinin acısını kendi acısı bilir. Kardeşinin üzüntüsünü kendi açısı görür. Bu şuurla darda kalan kardeşinin yanında olur. Zahmetle örselenen ruhuna dokunur, garipleşen yüreğine derman olur. Kardeşinin emaneti olan öksüz ve yetim yavrusuna uzanan bir şefkat eli, ona kol kanat geren bir hami olur.
Muhterem Müminler!
İnanıyoruz ki her karanlık gecenin ışıklı bir sabahı vardır. Yaşadığımız zahmetler da nihayet bulacaktır Allah’ın müsaadesiyle. Zorluklara نِعْمَ الْمَوْلٰى وَنِعْمَ النَّص۪يرُ ، حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ “Allah bize kâfi, O ne hoş vekildir. O ne hoş mevlâdır, O ne hoş yardımcıdır!”[2] diyerek göğüs geren, Allah’a olan sevgisinden ve itimadından Sıkıntı alarak ebediyen dimdik duran aziz milletimiz, bu günleri de aşacaktır inşallah. Kafi ki bizler, imanımızın gereği ümit ve inancı, birlik ve beraberliği, muhabbet ve samimiyeti kuşanalım. Rabbimize dayanarak, kendimize güvenerek, kardeşlerimizle yardımlaşarak bu güç günlerin üstesinden gelmek için Çaba gösterelim.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (sas)’in bize öğrettiği şu duayla bitiriyorum: “Allah’ım! Sana yöneldik. İşimizi sana havale ettik. ümit ve huşu içinde sana sığındık.”[3]
[1] Yûsuf, 12/87.
[2] Âl-i İmrân, 3/173; Enfâl, 8/40.
[3] Buhârî, Vudû’, 75.
Din Hizmetleri genel Müdürlüğü
Yorum Yok