Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan cuma hutbesinin bu haftaki konusu açıklandı.
Cuma namazı için mescide gidecek olan vatandaşlar, her hafta farklı bir mevzuyu ele Meydan Cuma hutbesini metinden takip ediyor.
Diyanet hutbe husus başlığını ‘En Aka mucize Kur’an-ı Kerim’ olarak duyurdu. Kur’an-ı Kerim’e ziyan vermeye çalışanların teşebbüsüne karşılık olarak Hutbede, Kur’an-ı Kerim’in bize İlah tarafından gönderilen ilahi bir ileti niteliğinde olduğuna, Kur’an-ı Kerim’in Müslümanların en Aka mucizesi ve hazinesi olduğuna değinildi. İşte Hutbenin tamamı…
EN BÜYÜK MUCİZE KUR’AN-I KERİM
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Ulu Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Allah’ın müsaadesiyle insanları karanlıklardan aydınlığa, çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır…”(1)
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabı; rehberliğin en hoşu ise Muhammed (sas)’in rehberliğidir.”(2)
Aziz Müminler!
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Cenabıhakk’ın Tüm insanlığa göndermiş olduğu nihayet ilahi bildiridir. İndirildiği andan kıyamete kadar Tüm insanlık için her alanda kutsal bir metin, dînî, türel ve ahlâkî alanda ilahi bir rehberdir. Rabbimizin kullarına duyduğu engin şefkat ve merhametin en Aka tecellisidir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz (sas)’in en Aka mucizesidir. Kur’an’ın kararı kıyamete kadar bakidir. Bir harfi bile değişmemiş ve asla değiştirilemeyecektir. Çünkü Kur’an, ilahi ve beşeri önlemlerle Rabbimizin müdafaası altındadır ve O’nun vaadi haktır: اِن ا نَحْنُ نَ زَلْنَا ال ذكْرَ وَاِن ا لَهُ لَحَافِظُونَ “Şüphesiz Kur’an’ı biz indirdik. Onun koruyucusu da elbette biziz.”(3)
Kıymetli Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim, Tüm insanlığı hidayete ve sonsuz kurtuluşa Davet eder. Rabbimize, etrafımıza ve Tüm kâinata karşı misyon ve sorumluluklarımızı bize öğretir. İslam’ın hayat veren kararlarını açıklar. Bilgi ve hikmetin, düzgünlük ve hoşluğun yollarını gösterir. barış ve huzurun, eşitlik ve Birlikte yaşamanın prensiplerini bildirir. İnsan Haysiyet ve haysiyetini, hak ve hürriyetini Mübarek bilmeyi emreder.
Değerli Müminler!
Kur’an-ı Kerim’i Kılavuz edinen Müslümanlar, tarih boyunca farklı inanç ve kültürlerle bir ortada, barış ve huzur içinde yaşamanın en hoş örneklerini sunmuştur. Farklı din mensupları Müslümanların yönetimi ve müdafaası altında dinlerini özgürce yaşamıştır. Ulu Rabbimiz, لَٓا اِكْرَاهَ فِي الدّ۪ينِ “Dinde zorlama yoktur”(4) buyurarak, herkese inanç özgürlüğü tanımıştır. İslam medeniyetinde oburlarının inancına hakaret etmek, kutsalına ziyan vermek yoktur. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de şöyle Anlatım edilmektedir: “Allah’tan diğerine tapanlara hakaret etmeyin; sonra onlar da Cehalet yüzünden sonu aşarak Allah’a hakaret ederler.” (5)
Aziz Müslümanlar!
Son günlerde Kur’an’a ve İslam’a yönelik berbat ataklar yalnızca Müslümanları değil, insanlığın Tüm ortak kıymetlerini ve toplumsal barışı maksat almaktadır. İnsan onurunu zedelemek, kutsal pahalara saldırmak, hak ve hukuk tanımamak özgürlük kılıfı altında normalleştirilemez. Tabir özgürlüğü hiçbir inanca ve o inancın mensuplarına hakareti suçsuz gösteremez. Özgürlük, hiç kimseye bir oburunun hakkını ihlal etme yetkisi veremez. bilakis özgürlük, herkesin inanç ve niyetine hürmet göstermeyi, Tüm farklılıklara Karşın diğerlerinin hak ve hukukunu gözetmeyi gerektirir. Şu halde, inancımıza ve Mübarek kıymetlerimize yapılan bu Cin menfur taarruzların karşısında yer almak yalnızca Müslümanların değil, Tüm insanlığın ortak görevidir.
Kıymetli Kardeşlerim!
İslam’a ve onun muazzez kıymetlerine yönelik akınlara karşı verilebilecek en hoş karşılık Büyük dinimiz İslam’ı en hakikat formda öğrenmek ve temsil etmektir. Bunun için de Kur’an’ı okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak için daha Çok çalışmalıyız. Onun hayat veren prensiplerini, hak ve eşitlik anlayışını, sevgi ve barış yüklü bildirilerini Tüm insanlığa hikmetli bir lisan ve hoş bir üslupla ulaştırmak için daha Fazla gayret göstermeliyiz. Hutbemi Aziz Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum:
يُر۪يدُونَ لِي طْفِؤُُ۫ا نُورَ ا للِّ بِاَفْوَاهِهِمْ وَا للُّ مُتِ مُ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın ışığını söndürmek istiyorlar. Kâfirler istemeseler de İlah parıltısını tamamlayacaktır.”(6)
1 İbrâhîm, 14/1. 2 Nesâî, Îdeyn, 22.
3 Hicr, 15/9.
4 Bakara, 2/256.
5 En’âm, 6/108.
6 Saff, 61/8.
Din Hizmetleri genel Müdürlüğü
Yorum Yok